Twitter Facebook

20 Ağustos 2014 Çarşamba

İSRAİLOĞULLARI, EV, ŞEHİR, BİR OLAN ALLAH

Selam insanlar, artık kaç insan varsa orada. İşler nedeniyle nette olan vaktimi genelde kuran'a ve işaret ettiklerinden yakaladıklarımı araştırmaya ayırıyorum, bu nedenle de sosyal iletişim ağlarını çok kullanmıyorum buna blog'da dahil. Bu yazıyı ise birkaç meseleye değinmek için yazmaya karar verdim. Aslında değineceğim şeyler insanların büyük çoğunluğu için hayati meseleler ama olayı az çok kavrayan azınlık için fazlasıyla sıradan.


İlk önemli konu olarak Kur'an da hayati bir ayrım noktası olan ''israiloğulları'' var. İsrailoğulları tanımı bilinen klasik anlayışın aksine tüm insanlığı anlatıyor diye düşünüyorum ya da ona benzer bir kapsamı var. Bu konuda kendi adıma henüz kitaba tamamen hakim olamadığım için ademoğulları noktasında tam oturtamadığım, tefekkürümü devam ettirdiğim şeyler mevcut. Fakat şu varki ''bir dönem alemlere üstün kılındığı söylenen israiloğulları'' İnsanlığın ta kendisidir, bir ırk olan yahudiler değildir. Yahudi bir ırktır ve başka şeydir. Bu israiloğulları tanımını illa birşeyle yan yana değerlendirecekseniz bu ademoğulları olsun yahudiler değil, zira ilgi alakası yok. Bunun bu şekilde kabul görmüş olması ise zır cehaletin ürünüdür. Bu cehalet ise kitaba ihanetin bedelidir.

(Bakara 140) - Yoksa siz, gerçekten İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın, Yakub'un ve torunlarının yahudi veya hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: 'Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah'tan kendisine verilmiş bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.'

Ben size işaret edicem siz o yönde araştırmalara başlayın göreceksiniz.

Bunun dışında ibrahimin oğlu ile beraber temellerini yükselttiği ev konusu da kesinlikle en başta Allah'ın sistemidir. Nuh peygamberin bahsettiği ev de o'dur, diğerleri de o'dur. Yani tüm peygamberlerin ortaklaşa temellerini yükselttiği, tamir ettiği esas ev ilk evdir bu da kabe denen yerden bambaşka şeydir. İster tevhid deyin, ister beyin deyin, ister başka şey deyin bu şey tam manasıyla hak/gerçeğin evidir. Ve bakış açısı söylediğim çizgi üzerinden kurulmalıdır.

Tabi her ev gördükleri yere kabe yaftasını çakan eşşşşoğlu eşekler bir şey anlamadan hakikatin üstünü örttüklerinden kafalarınız çokça defa taşağa dönecektir. Esasen bu uzun bir araştırma sürecidir. Aklınıza düşecek soruların alayının benimde aklıma düştüğünü bilerek yazdıklarımı değerlendirmenizi önemle rica ederim.

(Ali imran 96-97)

-Doğrusu insanlar için kurulan ilk ev, kesinlikle Bekke'deki o çok kutsal ve bütün alemlere hidayet olan İbadet Evi'dir.

- Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz, Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır.

İbrahim nasıl bir peygamberdir, Allah'ı bulurken geçtiği safhalar nelerdir dikkatle ve hissederek/yaşayarak algılayınız evi de algılayacaksınız.

Dikkatle takip ediniz...

(Zuhruf 31-32-33-34-35)

31- Ve dediler ki: 'Bu Kur'an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi?'

32- Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında maişetlerini aralarında biz paylaştırdık ve onlardan bir bölümü (diğer) bir bölümünü 'teshir etmesi için, bir bölümünü bir bölümü üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti; toplayıp-yığdıklarından daha hayırlıdır.

33- Eğer insanlar tek bir ümmet olacak olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri merdivenler yapardık.

34- Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar,

Özetle demek istediğim; Şehir, ev, tavan, tavana yükselecek merdivenler, incir zeytin (bağırsak temizliği, bağışıklık sistemi), tur-i sina dağı, dağ kavramı vs... daha bir çok kavramı, ilim sahiplerine seslenilen ayetleri, gerçek tarihe ışık tutacak verileri derin nefes alıp, pasaj pasaj üzerinde uzuuuun uzuun düşünerek ve en en önemlisi bir bütün olarak ele alın, kitabın müteşabihliğinin ne olduğunu da görün.

Deniyor ki birşey illaki kendisidir bir başka şey değildir. Eldeki örnek üzerinden yürüyelim. Ev ev'dir dimi, peki ev nedir? Ev ne anlatır biz insanlara? Bizim için evimizin olayı nedir? Siz bu gerçekleri önemsememeye devam edin, sonra zırlamayın tasavvufçular vay efendim spiritüalistler şöyle yapıyor böyle yapıyor diye. Hakikatten korkarsan bedelini bozuk inançlarla, bekleyerek geçen ömürle ödersin. Tabiki adam alacak, kendi zannlarında boyayıp süsleyecek. Çünkü sen kafanı kaldırıp akledecek cesareti ve olgunluğu göstermemişsin. Şeytanların dosdoğru yola oturuşlarını kavramamışsın. Bak Allah ne diyor, bak ayrımı nasıl yapıyor ve hangi noktada yapıyor;

(Araf 58)- Güzel şehrin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.

Bizde bitki bile çıkmıyor amına koyim kuru topraklar :D Adamlarda kötü de olsa bir bitki var lan yolda yürüyorlar hiç değilse. Sen ise Kur'an ı terk ederek, din gününde muhammed peygamberin söyleyeceği sözün temellerini yükseltmekle meşgulsün. Peygamberleri takip etmenin, belirlenmiş ibadet günlerinin/dönemlerinin, c.tesi günü haddi aşmanın ne olduğu aşikardır. Kur'an da bunun reçetesi var bin defa söyledim yine söylüyorum. Bu translara girilmek zorunda ama doğru bilgiyle, kuran rehberliğinde, kavrayarak anlayarak sabrederek. Aksi halde otla çöple varılacak şey zann çukurudur. Orasının çok karışık olduğu ve insanı bir zann kuyusuna itmeye çok açık olduğu kesin. Neticede ortak ve kozmik bir bilgiden bahsediyoruz. Buradan hak olana ulaşmak için peygamberi takipten bir başka şansımız yok. Firavun gibi kendinizi tanrı da sanabilirsiniz ki zaten tasavvufun veya spiritüalizmin safı peygamberlerin iddia ettikleri saftan farklıdır. Onlar tasarlayanın insan bilinci olduğu bilgisine varıyorlar bu nedenle tanrı ile bir olma bütünleşme vs.. lere sapıyorlar. Peygamberlerin iddia ettikleri tanrı bu değil. Apaçık bir şekilde o yaratan sen yaratılan! Bu ayrım apaçık bir şekilde mevcut. Ve diriliş de bir gerçek, hak diriliş olarak bir gerçek. Onların iddia ettikleri gibi mitolojik bir süreç değil bu amına koyim. Reenkarnasyon bir yalan ve bir bilgi üzere sapış. Eşeğin amı çağından kova çağına geçişte bir zann. Bütün bunların hak bilgisi zamanla ortaya çıkacak. Bize düşen kelimeleri değiştirilmiş incil ve tevratın sağlaması olan kur'an ı tanımak/kavramak ve incil ile tevratı onun önderliğinde değerlendirmeye almak. Eğer bunu yaparsak/yapabilirsek işte o zaman gerçek bilgiye sahip olma şansımız olacak.

(maide 68)

De ki: "Ey Kitap Ehli, Tevrat'ı, İncil'i ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadıkça hiç bir şey üzerinde değilsiniz." Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun tuğyanlarını ve inkârlarını arttıracaktır. Sen de kafirler topluluğuna karşı üzüntüye kapılma.

Mesaj çok net. Eğer tam hakikate erişmek istiyorsak işin içine incil ve tevrat girmek durumunda. Kur'an öyle bir sağlamaki, öyle bir düzeyde bilgi veriliyor ki bildiğin tamirat uygulayacak tevrat ve incilde.

(casiye suresi)

22- Allah, gökleri ve yeri hak/gerçek olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

23- Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağı ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?

24- Dediler ki: '(Bütün olup biten,) Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi 'kesintisi olmayan zaman'dan başkası yıkıma (helake) uğratmıyor.' Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur; yalnızca zannediyorlar.



Belki kabenin veya mekkenin şehir olarak, orada yaşanan devrim olarak bir ton göndermesi vardır, hatta bir adım öteye gideyim belki de koordinat olarak coğrafyanın müthiş bir önemi vardır, belkide hiçbir anlam ve önemi yoktur vs... ama apaçık görünen ve ayetlerin en önemli ultimatomları olan kısımları kalkıp kabeydi şuydu buydu diyerek bir taş parçası haline indirgemek olsa olsa komedidir. Artık ben susacağım ve size konu üzere tefekkür edebileceğiniz kur'an pasajlarından birkaç demet sunacağım.

(Bakara)

125- Hani Evi insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. 'İbrahim'in makamını salat (destekleme) yeri edinin', İbrahim ve İsmail'e de, 'Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve boyun eğip teslimiyet gösterenler için temizleyin' diye ahid verdik.

GÜVENLİK YERİ KILINDIĞI GARANTİ EDİLEN BİR EV. BUGÜNKÜ KABEYE BİR ATEİST GİTSE AĞZINDAN YANLIŞLIKLA ALLAH'A KÜFÜR ÇIKSA HERİF YARAĞI YEDİ O SANİYE İDAMI CAİZDİR, LAN NE İDAMI YA AKLIMI SİKEYİM KİM BEKLER İDAMI. ZATEN ALLAH YALAKASI OLAN KURU KALABALIK O SANİYE ADAMI KABENİN DUVARLARINA ETİKET YAPARLAR. BU MU GÜVENLİ EV AMK? VALLA ARANIZDA O TARZ MÜSLÜMANLAR VARSA İYİ BİLSİNLER Kİ BENİM ŞU DÜNYA ÜZERİNDE ANGARA ÇİN ÇİN MAHALLESİ HARİÇ KENDİMİ EN SON GÜVENDE HİSSEDECEĞİM YERDİR LAN KABE :D AMA KUR'AN DAKİ ''EV'' İNSANLAR İÇİN GÜVENLİ BİR EV, TÜM İNSANLAR İÇİN! TEMİZ TUTULMASI İSTENEN DE BU EV'DİR.

126- Hani İbrahim: 'Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır' demişti de (Allah: “Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o' demişti.


(Araf 161) - Onlara: 'Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların arttıracağız' denildiğinde,

162- Onlardan zulmedenler, sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. Biz de bunun üzerine zulmetmeleri dolayısıyla gökten 'iğrenç bir azab' indirdik.

(Nahl 112) - Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

Tin suresi

1- İncire ve zeytine andolsun,
2- Sina dağına,
3- Ve şu emin beldeye (güvenilir şehre).
4- Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.
5- Sonra aşağıların aşağısına çevirdik.
6- Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.
7- Öyleyse bundan sonra, hangi şey sana dini yalanlatabilir?
8- Allah hükmedenlerin hakimi değil midir?

Tur suresi

1- Tur'a andolsun.
2- Satır (satır) dizili kitaba,
3- Yayılmış ince deri üzerine;
4- Ma'mur eve,
5- Yükseltilmiş tavana,
6- Kabarıp, tutuşan denize...

Nisa suresi

154- Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve onlara: 'Bu kapıdan secde ederek girin' dedik ve onlara: 'Cumartesi (günü) haddi aşmayın' da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.

Daha tonlarca delil var tek şart kitabı tanımak ancak böyle yaklaştırılanlardan olabilme ihtimaline sahip oluruz. Adamlar deli gibi bu şeyin peşinde koşuyorlar, en mükemmel trans hali/ibadet için neleri kovalıyorlar. Piramit bir sembol, felsefeyi anlatan bir sembol. Adam o zamanın şartlarında o yolla denemiş hatta bir tanesi varki tüm ayetler kendisine gösterildiği halde yine kabul etmiyor lan yaratan yaratılan ayrımını. Büyüdür diyor ve kendi bilincini ilah olarak görüyor, tıpkı her ne kadar kelime oyunlarıyla kıvırmaya debelenseler de tasavvufçular gibi, spiritüalistler gibi. Bunun nedenlerinden biri de corpus callosumdur. Bizim insanlarımızı yönlendirmemiz gereken şey en karmaşık yapı olan beyini pozitif bilim ile araştırmaktır. Bu zanndan kurtulmak ancak beynin tam manası ile tanınması ile mümkün olacaktır. Peygamberlerin seçilmeleri dolayısıyla kavradıkları şey buydu, bu nedenle onlar zannetmiyorlardı, bütünüyle gerçek olarak algılıyorlardı.

''Gerçek şu ki insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur''.

Sen kendi senaryonu istiyorsun o zaman alsana kendi senaryon boğul bataklığında diyor Allah.

Şimdi aklınızı başınıza devşirin elinizi de vicdanınıza koyun söyleyin, bir insan evladına nasıl tüm ayetler/deliller/evren/evrenler gösterilir? Bu evrenin kozmik bilgisinin beyinlerimizde, üstelikte tam yeri olarak en yüksek seviyede emniyete alınmış beyin bölümümüz olan thalamus'ta saklı olduğunun ispatı değil midir? Biraz kavrayın şu kitabı daha kapıdan giricez amına koyim :D Ve bunu haddi aşmadan zanna uymadan temiz akılla yapıcaz ki rab işimizi kolaylaştırsın. Gerçekten bu şeyin reçetesi var Kur'an da. Bu bir süreç, uzunca bir süreç ve niyet emin olun çok merkezde. İşte bu nedenle Kur'an bas bas bağırıyor temiz akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemezler diye. Gereğince düşünememek zannlarında boğulmaktır. Haydi kaçtım.