Twitter Facebook

14 Şubat 2014 Cuma

EPİFİZ, MELATONİN, VATİKAN, KANSER, KURAN, TEFEKKÜR BAĞLANTILARI

Selam insanlar son yazıda epifizden bahsetmiştik bu yazıda önce bir video serisi paylaşıcam toplamda yarım saat falan süren bir seri. Makalelerden de edinebilirsiniz aslında bu bilgileri, ama çocuk güzel anlatmış onun için onu paylaşıcam. Sonra da kuran ile ilgili bir tespitimi paylaşıp konuyu bitiricem. Durun önce video serisini bir paylaşıp onu değerlendirelim.






                                     








Şimdi bu heriflerin nerelere dayandığını bir daha görme adına bir kaç alıntı yapayım. Kozalak bu epifizin sembolize edilmesidir. Benzediği için böyle sembolize edilmiştir.


Papanın asası



Vatikanın orta yerindeki devasa kozalak götünüze girsin der gibi durmakta


Sümerler



Babil



Shiva bu karı cern'de de var


Dionyssos


Osiris dna sarmalıyla beraber resmedilmiş




Eöhhh amk adamlar her yerdeler lan. Edipin diliyle sizi gidi bilinç sikiciler siziii :D

Kuranın bahsettiği öğreti budur. Bu adamlar dosdoğru yola oturarak bilinci yasaya karşı büküyorlar. Bunu kendilerini tanrı sandıkları için yapıyor olabilirler, dünyevi çıkarlar olabilir vs.. bir ton sebep birlikte olabilir. Ama bahsi geçen en bok şeytani öğreti bu.


Bende epifiz çalışmalarını arttırıp Allah'ın ordusuna girmeye karar verdim, dileyen gelebilir ama yakalanırsanız beni tanımıyorsunuz ha, bak o alanda sizden tecrübeliyim şerefsizim öyle bir şey yaparım ki isayım musayım diye dolanırsınz ortalarda ahahahaha.


Gelin size epifize, daha önemlisi melatonin salgılanımına dikkat çekilen bir kaç ayet göstereyim.

(İsra 79) Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, salâtı geceleri uyanıp uygula! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.


(Müzemmil 20) Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin gecenin üçte-ikisinden daha azını, yarısını, üçte-birini ayakta geçirmekte olduğunu biliyor. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyledir. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlar. Sizin bu işi kolaylıkla yapamayacağınızı bildi de sizin için bu görevi hafifletti. O hâlde Kur’ân’dan kolay geleni öğrenin-öğretin! Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah’ın fazlından bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O hâlde ondan kolay geleni öğrenin-öğretin!


(Secde 9)Ya da gece saatlerinde kalkan, boyun eğip teslimiyet göstererek, dikelerek, ahretten çekinerek daima saygıda duran ve Rabbinin rahmetini uman o kimse, öyle yapmayan gibi midir? De ki: “Hiç bilen kimseler ve bilmeyen kimseler eşit olur mu?” Kesinlikle sadece temiz akıl sahibi olanlar öğüt alırlar/gereği gibi düşünürler.


Salat'a namaz diyenler melatonin salgılanımı bitince dua'ya/tefekküre kalkan embesiller :D Salat için daha önceki yazılarıma bakabilirsiniz.

Müzemmil 20'deki ''sizden hastalar olacağını bildi'' kısmının altını çiziyorum beyler bayanlar. Kanser dünyanın belki de en büyük can alıcı hastalığıdır. Eleman video'da bahsetmişti hatırladığım kadarıyla ben girmiyorum.


Şimdi geleyim asıl tespitime. Musanın asası!

Bakın koca Türkiye'de bu musanın asasını ''bilgisel birikim'' olarak çeviren tek kişi hakkı yılmazı gördüm ben. Başka varsa bilmiyorum denk gelmedim. Adam varya gediğine koymuş öyle böyle değil. Bir bakalım.

Kasas 31-32 Ali Bulaç çevirisi;

31- 'Asanı bırak.' (Attıktan hemen sonra) onun şimdi bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmaksızın kaçmaya başladı. 'Ey Musa, dön ve korkma. Şüphesiz güvendesin.'

32- 'Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur.'


Hakkı yılmaz kasas 31-32

30-32 Sonra oraya vardığında o bereketli toprak parçasındaki vâdinin sağ tarafından, bir ağaçtan seslenildi: “Ey Mûsâ! Hiç şüphesiz ki Ben, âlemlerin Rabbi Allah’ın ta kendisiyim! Ve birikimini ortaya at! –Birikimini sanki görünmeyen bir varlık gibi, hareket ettirir görünce de dönüp arkasına bakmadan kaçtı.– Ey Mûsâ! Beri gel, korkma. Kesinlikle sen emniyette olanlardansın. Koynundaki gücünü devreye sok, kusursuz, mükemmelce çıkacaksın. Korkudan kanadını kendine çek. İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir. Şüphesiz ki onlar, yoldan çıkan bir toplum olmuşlardır.”


Şimdi bu kanıya vardığı ASA açıklamasına göz atalım;

Asa

“Asa” sözcüğü aslında, “İçtima (toplanma) ve i’tilaf (uyuşma)” demektir. Asa sözcüğü, el ve parmaklar üzerinde toplandığı için “Ud’a (telli çalgılardan Ud) isim olmuştur. Esmai, Bazı Basralılardan şöyle nakleder:
“Bastona “Asa” ismi verilmesinin nedeni, el ve parmakların üzerinde toplanmasıdır. Bu sözcük Arapların toplumu hayır ya da şer bir şey üzerine topladıkları zaman dedikleri “asavtü’l kavme, e’suhüm (toplumu bir araya getirdim, onları bir araya getirin)” deyişlerinden gelmektedir.”

“Asanın bırakılması” ifadesi, mecaz olarak, “yolculuğun bitmesi yolcunun gideceği yere varıp direklerini dikip, çadırını kurması; yerleşmesi” demektir. (Lisan; “asa” mad. Tac. “Asa” mad)Bu açıklamalara göre asa sözcüğünün tam karşılığı “BİRİKİM/ sıkı tutulan” demektir. Bu anlamıyla da tam tamına “Kur’an” sözcüğünün de karşılığıdır. Bu sözcüğü Musa’ya izafe ettiğimiz zaman, “Musa’nın birikimi” demektir.Ayetlerden anlaşılacağı üzere bu da “Musa’ya yapılan vahiyleri ve Musa’nın deneysel bilgi birikimi”ni ifade eder.

Musa’ya vahyedilenlerle kendi birikiminin özeti ise Ta Ha sûresinin girişinde; 11-16. ayetlerde özet halinde
“Musa! Ben, senin Rabbin olan Ben’im. Hemen iki nalınını çıkar, şüphesiz sen temizlenmiş vadide, Tuva’dasın / iki kere temizlenmiş bir vadidesin. Ve Ben seni seçtim. O hâlde vahyedilecek olan şeye; “Hiç şüphesiz ki Ben, Allah’ın ta kendisiyim. İlâh diye bir şey yoktur Benden başka. O hâlde Bana kulluk et ve Beni anmak için salâtı ikame et. Şüphesiz ki o saat [kıyamet] gelecektir. Onu Ben herkes emeğinin karşılığını alsın diye neredeyse gizleyeceğim. O nedenle ona [kıyamete] inanmayan ve kendi hevasına uyan kimse seni, ondan [kıyamete iman etmekten] alıkoymasın; sonra helâk olursun” şeklinde verilmiştir. Anlaşılan o ki Musa bu ilkeleri tebliğ etmiş ve bunların kabulü için tartışma yapmıştır.Bunun bastona isim olması da sadece el ve parmakların üzerinde toplanması değil “üzerine dayanmak, yaprak silkeleme, silah, kazma olarak kullanma vs. gibi birçok yararın da toplanması”dır

“Asa” sözcüğü Kur’an’da altı kez geçer.

Şimdi Kur’an’da geçen asa sözcüklerini tahlil edelim.

 Çoban Asası

Çoban asası olarak geçen asa, Ta Ha 18’de geçen asa sözcüğüdür.Bu ayette geçen asa, çoban asasıdır. Bildiğimiz bastondur ki Rabbimiz, Musa’ya bu asayı ilk vahiy anında bıraktırmıştır.
Diğerleri ise “Musa’nın vahiy ve deneysel olarak öğrenmiş olduğu bilgi birikimi”dir. Musa’nın Firavun’a karşı, sudan geçmek için, taş kalpli İsrail oğullarını adam etmek için kullandığı asa, Musa’nın bilgi birikimi; kendisine yapılan vahiyler ve o zamana kadar öğrendikleri ve edindiği deneyimlerdir.
Ayetler bu ölçüler çerçevesinde okunacak olursa doğru anlaşılacağı kanaatindeyiz.

Yılana Dönüşen Asa

Ta Ha; 20-23:20- O da onu hemen bıraktı/ yerleşik hayata geçti, bir de ne görürsün! O (sağ elindeki), koşan bir candır.

21–23- O [Allah]: “Sana en büyük ayetlerimizden göstermemiz için tut onu, korkma! Biz onu ilk durumuna çevireceğiz. Diğer bir ayet olmak üzere de GÜCÜNÜ / kanadına ekle, çirkinlik olmadan hiç kusursuz, mükemmelce ÇIKACAKSIN” dedi.

Bu ayetlerde Musa’ya verilen iki ayetten bahsedilmektedir. Bu ayetlerden ilki sağ eline çoban asasının yerine verilen vahiydir, kitaptır, Tevrat’tır. İkincisi de gerektiği zaman gücüne güç katacak olan yedek gücü; Harun’dur. Aşağıdaki ayetlerde Musa’nın ifade yeteneğinin yeterli olmadığı, meramını iyi anlatması için kardeşi Harun’u kendisine yardımcı istediği ve bu isteğinin Musa’ya verildiğini göreceğiz.
Bu konuyla ilgili yani asa ve kusursuz güç ile ilgili daha evvel A’raf suresinde ki Musa ile ilgili pasajlarda detay verilmiştir. Burada başka sözcükler üzerinde duracağız.Hayye“Hayye” sözcüğü de Musa pasajını doğru anlamadaki kilit sözcüklerden biridir. Bu nedenle bu sözcük ile ilgili ayrıntıları veriyoruz.“Hayye” sözcüğü
“Hayat” sözcüğünden gelmekte olup anlamı “bir kere yaşam” demektir. Bu sözcük Araplarda bir çok örneğiyle söylenir:

Yılana uzun ömürlü olmasından dolayı “Hayye” denir.
Gözü keskin olana o, hayyeden daha iyi görür derler.
Hain sinsi olana o hayyeden daha zalim derler.
Çevrensine, toplumuna yararlı olanlara ve onları koruyanlara,bölgenin, yeryüzünün hayyesi denir.
Kadın erkek uzun yaşayana “o hayyenin tekidir” derler.

Kişi akıl zeka ve dehada zirvede olduğu zaman “o, vadinin hayyesidir” denir.
“Hayye”, teşbih olarak Büyük Ayı yıldız kümesinin İkizleri ile Alkaid (ölü sönük yıldız) arasındaki yıldızlara denir. (Lisan Hayye mad. Tac; “hayye” mad.)Tahiyye /selamlama,(Allah sana ömür versin.) sözcüğü de yine aynı kökten gelir.Özetlersek bu sözün açıkça anlamı, “hayat ve canlılık” demektir. Yılana “hayye” sözcüğü, yılan demek olmayıp, varlığın uzun ömürlü oluşunu nitelemektedir. Ta Ha’da “hayyetün tes’a (koşup duran tes’a) denilmiştir. Bunun Türkçemizdeki tam karşılığı, “Yedi canlı” deyimidir ki bu deyimin anlamı “Defalarca ölüm tehlikesiyle karşılaşmasına rağmen her seferinde sağ kurtulmak” demektir. Bu sözcük, birçok hastalıktan, beladan felaketten kurtulan kişiler için kullanıldığı gibi, kedi ve yılan için de kullanılır.Bu ayetteki “hayye” sözcüğünü anlamak için Rabbimizin Musa’nın sağ elindekini bir başka nitelemesini daha dikkate almak gerekiyor. Rabbimiz Musa’nın sağ elindekini Neml; 10 ve Kasas; 31’de “sanki görünmeyen bir varlık gibi, hareket ettirir” diye nitelemiştir. Yani Musa’nın sağ elindeki şey “Hareket ettiren görünmez bir varlığa” benzemektedir. Peki bu hareket sağlayan görünmez varlık nedir? Bu insanların ve hayvanların CANIDIR.Bu ifade, vahyin; ilahi kitapların “RUH” niteliğidir. Kur’an’ın bir adı da Ruh olduğu gibi Musa’nın sağ elindekinin (Kitabının) adı da Ruh’tur. Kur’an da hayat veren bir kitaptır. Mü’min; 15:15- O, dereceleri yükseltendir, Arş’ın sahibidir: O, buluşma günü hakkında uyarmak için kendi emrinden/ kendi işinden olan ruhu [vahyi] kullarından dilediğine ilka eder [bırakır]. Şura; 52-53:52, 53- İşte böylece Biz sana da kendi emrimizden/ kendi işimizden olan ruhu vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat Biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur/ışık yaptık. Hiç kuşkusuz sen de dosdoğru bir yola; göklerde ve yerde bulunanlar kendisi için olan o Allah’ın yoluna kılavuzluk etmektesin. Gözünüzü açın bütün işler yalnız Allah’a döner.


Bu bilgileri aldıktan sonra muhasebe edince eğer objektif isen bilgi çıkıyor ortaya. Şu halde araştırmanın, okumanın, sorgulamanın, düşünmenin, verileri değerlendirmenin önemini bir kere daha gördük. Bu musanın asa'sının ne olduğunu, yılan gibi debrenmesinin ne olduğunu, neden böyle örneklendiğini, temelinin nerelere dayandığını ve kuran'ın nasıl anlaşılması gerektiğini gördüğünüzü sanıyorum. Şimdi bir de masal dinini düşünün, aradaki devasa farkı görenler?

Haydi eyvallah.


11 yorum:

  1. Mark senin tespitini anlamadım ya. :( Onu biraz daha açar mısın?

    YanıtlaSil
  2. Mark şu adamın izinden gitme, kurtul artık kafanı kıracam ya

    YanıtlaSil
  3. Nate;

    1- Gece ibadetine işaret eden ayetlerin epifize dikkat çekmesi
    2- Musanın asasının epifiz (kozalak), edinilen bilgi birikim olması o kadar detaylı açıklama verdim kanka yapma gözünü seveyim ya biraz düşünün lütfen. Yılan gibi debrenme vs.. hepsi birer deyim!!! Sembolik anlatımlardan ibaret bunun böyle olduğunun en büyük delili bu işerle hiç alakası olmamış hakkı yılmaz ile bu işlere de kafa patlatmış benim aynı kapıya çıkmış olmamız. Yani nerden bakarsan bak gerçek bilgi tektir ve gerçekten istediğin vakit ulaşılır.

    Elif; Şeftaliye tapmaya devam et ne diyim ben sana. o kadar açıklıyorum günlük ortalama 1 saat kuran okumayla hiç bir yere varamazsın. Tekrar ediyorum kuran çalışın. Hiçbir şey sandığınız gibi değil. Kurtulun şu saçma saplantılarınızdan. Bana diyorsunki şu adamın izinden gitme. Ben sana diyorumki ben kimsenin izinden gitmem. Hakkı yılmaza kaç tane mesaj attım adam sitesini bakıma aldı belki de benim yüzümden. Bak gerçek olan görünüyor elif başka nasıl anlatayım. Gerçek bilgi tek !!! ve NET!



    YanıtlaSil
  4. ''Şu adam'' diye nitelediğin için söyleme gereği hissettim. Türkiye'de bundan daha sağlam bir tebyin bulamazsın aha da bu kadar söylüyorum sana.

    YanıtlaSil
  5. Şu da havada kalmış hakkı yılmaza bazı mucizelerle ilgili yaklaşımında sıkıntılar olduğunu söyledim, bazı yerlerde farklı bazı yerlerde farklı olduğunu söyledim. Süreç içinde değerlendirmelerinin değişmiş olduğunu söyledim evet haklısın makalelerde farklı anlatımlar olmuş bazı yerlerde dedi. Bunun dışında vizyon konsu ile ilgili bir kaç yerde hatalı olduğunu söyledim onlara da hak verdi. Ve tabi bilgeler fantazimi açtım adam kaçtı :D Ama adım gibi biliyorum onlarda düzeltmeler yapacak.
    Neyse sitesine benim yüzümden bakıma almıştır deme nedenim de bu. Şimdi bu kendini ne bok sanıyora gelmesin iş diye bunu da açık açık söyleyeyim dedim.

    YanıtlaSil
  6. Mark şu yazıma bakar mısın;

    http://vekilsizmeclis.com/viewtopic.php?f=4&t=2592

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimse cevap vermedi zaten rahat rahat oku :)

      Sil
  7. Kanka iyi ki yazmışsın lan konulara baktım voltanın mesajlarını gördüm. neler demiş lan öyle. giderken yönetime giydirip beni o başlıkta yanlış anladığını söyleyen adam dönüş bahanesi için 4 şeritli otoban açmış bizden amk :D cidden üzüldüm lan neyse kanka benim diyeceğim sana şudur. senden bir tek ricam var beni bulaştırma biladerim ya, yazdığım bir yazıyı paylaşma, çek konuyu içinden kendi istediğin şeklinle başlık olarak paylaş. kimsenin masasına meze olmaya niyetim yok, insanlar kolayı iyi buluyorlar. Lan arkadaş ben o foruma girmeyeli ne kadar zaman olmuştur şöyle bir baktım da peruklusundan makyajlısına kadar herkes bi el geçmiş üstümden :D senden ricam beni kullanma kanka bir daha ki yazılarda konuyu kullan.

    Yazıyı da okudum kanka cevabı verdim zaten çocuğun videolarından sonraki kısımda, yani benim görüşüm o şekilde.

    YanıtlaSil
  8. Tamam senin blogu silerim başlıktan. Seni kullanma gibi bir niyetim yok (bu nasıl oluyor onu bile anlamadım). Senin blogdan konu aldığım için kaynak verdim sadece, yani konu sahibine haksızlık olmasın diye. Eski başlıklarımda da başka sitelerin linklerini vermiştim zaten, unuttuğum felan olabilir.

    Konuya dönersek; yani bu hologram evren teorisi Tanrı'nın varlığını ve evrenin sonradan yaratılmış olduğunu destekliyor, birbiriyle içi içe geçmiş konular yani. Ben bir de sana boyutlarla ilgili bir şey göndereceğim, olmazsa direk buraya kopyala yapıştır yaparım yazıyı. Hani şu 2 ve 4 boyutlu cisimlerle ilgili.

    YanıtlaSil
  9. O çocuk dediğin şahısa, bu konulara girmesini bizzat ben mesajlar atarak istedim...o da sağolsun araştırıp video hazırladı...Artık bazı sembolik ifadelerin ardındaki gerçekleri görmek ve küfür halinden çıkmak gerekli....Bizim insanlarımız geri kalmayı ve cehaleti eğlenceli uğraşlarla örtbas etmeye maharetli olduklarından, bu kadar zaman kendi pisliğimiz içinde bocalayıp kaldık...Aklını kullanmayan ve bilime sarılmayan, sırf duygusal bağlılıkla tek bir yere ulaşır; kendi nefsinin saltanatına...Melatoninin değerini öğreneli yıllar oldu ve sırf etkileri için bitkisel kaynaklı melatonin tabletleri kullandım aylarca...Ayrıca yine bitkisel kaynaklı üzerlik bitkisinide denedim bu etkilerinden faydalanmak için...Sırf kendimdeki bu üst boyutları kavrayıp aynel yakiyn deneyimleyebilmek için....Gıdanın zikrin ve tabiki fikrin doğru olmadığı yerde istenilen sonuca ulaşılamaz...Yol açın şartlanmalardan kurtulun ve objektif bakın...Siz istesenizde istemesenizde gerçekler ortaya çıkacaktır...Fakat iyi yönde payınız olsun...Kurani bakışla bakmak ve ALLAHÇA anlamak için, tekten çokluğa bakmak gerekir...kavrayamayacağın bir çokluk olan uzay yerine vucudundaki hücrelere moleküllere ve canlı organizmalara bakabilirsin...insan ortadadır makro ve mikro boyutta gerçeği bulabilir...

    YanıtlaSil
  10. Nate; yanlış anladın beni biladerim. İnsanlar sikik sokuk şeyler kurmuşlar kafalarında sen fark etmemişsin ama ben dün kurcalayınca fark ettim. Onun için dedim benim yazımı paylaşma diye. Senin de iyiliğin için söyledim. Yok dalkavuk yok bilmemne insanlar küfürsüz en ağır hakaretleri edip efendi oluyorlar bu yüzden verme kimseye böyle malzemeler. Sen herşeye rağmen net adamsın saydamsın yani bu yüzden boşver kalbi sikişenlere verme malzeme. Yazıyı gönder kanka okurum.

    YanıtlaSil